Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Darbe mi Oldu


Yüksel Şahin Karşı Pencere
unyevizyon@hotmail.com
 
 

Son günlerin gündemi Cumhurbaşkanımızın basına verdiği beyanat…
Beyanat bu yönüyle:
Cumhurbaşkanı’nın bir koalisyon hükümeti istemediğinin;
Görüşmelerinin bir oyalamacadan ibaret olduğunun;
 İktidar adına taraf olduğunun;
Tek başına bir AKP İktidarı için erken seçim istediğinin resmidir!
 Aynen alıyorum: 
“İster kabul edilsin ister edilmesin; Türkiye’de yönetim sistemi değişmiştir. Artık bu ülkede sembolik değil gücü olan bir Cumhurbaşkanı var. Şimdi yapılması gereken bu “fiili durumun” yeni bir Anayasa ile netleştirilmesi, kesinleştirilmesi…”
   Cumhurbaşkanımızın daha iyi anlaşılması için “fiili durum” la ne kastedilmiş sözlük anlamı ile verelim: “Hukuki ve Anayasal altyapısı olmayan; halen Anayasal ve hukuki dayanağı olan
yürürlükteki bir uygulamanın dışındaki uygulamayı anlatan söz…”
   Yani açık açık,  Anayasa’da belirtilen yetkilerimin dışında, Anayasal ayağı ve hukuki zemini olmayan bir uygulamayı başlattım diyor…
   Tek istediği, kendinin yarattığı bu oldu-bittinin Anayasa’da tanımlanması… 
Görüldüğü üzere Anayasa ve hukuku rafa kaldırmıştır. 
   Zaten itiraf ediyor; uygulama resmen sivil darbe ve askeri vesayeti kaldırdık diye öğünen birinin kendi vesayetini ilanıdır.Ve yaratılan fiili durumun Anayasal ve yasal ayağı koalisyon hükümetleri ile asla olmaz; biliyor…  Bu yüzdendir Saray’ın, fiili durumun Anayasal zemine oturtturulması için koalisyon arayışlarını tüketmesi, oyalaması ve erken seçim diye ısrar etmesi…
    Bu yüzdendir, Güneydoğu’da bir başka fiili durumun yaratılması; AKP İktidarına zemin
hazırlanması…
    Öncelikli konuşulması gereken şey, kendi kabullerini dayatanın, Güneydoğu’da yaratılan 
bu fiili durumda kendi hataları yanı sıra dahlinin olup-olmadığı!..
    Şüpheler var ama asla doğrusunu öğrenemeyeceğiz…

Kaçtılar mı Kaçırıldılarmı
    Darbe üzerinden yaratılan paranoyayı büyüterek ve zanlarını sahte CD’lerle somutlaş- tırarak TSK’ya hiza-istikâmet verdiler!
Yedi sene önce emekli olmuş generalleri, “Darbe yapacaklardı…” kuşkusuyla tutukladılar
ve delillerin sahte, laboratuvarlarda üretilmiş olduğu açığa çıkana kadar, 5,5 yıl içerde tut- 
tular.
    Tarafsız olması gereken biri kendisini savcıların dışında savcı ilan etti!
    “Gün gelir hukuk size de lâzım olur.” Diyenleri duymadıkları gibi tutuklamayı yapan savcılara ve hukuksuzluğa o gün:
    “Savcı Öz tarihi misyon üstlendi; bu ülkede heykeli dikilecektir.”
    “Darbecileri kulağından tutup yargıya çıkardı…”
    “Allah savcılardan razı olsun; artık korkmuyoruz…”
    “Operasyon yapanlara saygı duyalım…”
    “Savcılarımız hukuk içinde gece-gündüz çalışıyor.”
     “Türkiye bağırsaklarını temizliyor!”
     “Türkiye’nin gündeminden darbeleri çıkarıyoruz…” demişlerdi.
     Gün geldi, bu cümlelerin sahipleri “sivil darbeci”, “paralel” ilân edildi.
     “Hükümete darbe yapmak için örgüt kurmak… Cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya, görevini yapmasına kısmen ya da tamamen engellemeye teşebbüs…”  etmekle suçlandı. - İki savcı nasıl darbe yapacaksa artık!-
     Ve gün geldi taşeronlar yurt dışına kaçtı!
     Hem de Ermenistan üzerinden!.. 
Kaçmaları Ermenistan üzerinden olunca daha da sansasyonel oldu; suçu büyüttü ve
suçlayanlara -iş verenlerine- haklılık kazandırdı!
Nereye kaçsalardı bu kadar ses getirmezdi? Meselâ bir İslam ülkesi olsaydı…
Korkarım bu suçlara, ülkenin düşmanları ile işbirliği, Ermenistan lehine ajanlık da ek-
lenirse şaşırmayın…
     Şimdi konuşulan: Kaçtılar mı kaçırıldılar mı?
     Öyle ya kaçan savcılar 17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet davası yanı sıra “Darbe Dava-
ları”nı kurgulayanlardı.
     Geçmişte plânlanan, “Kandırıldık; yanılmışız…” dedikleri kurguların hafızasıydılar. Tu-
tuklanıp hapse konduklarında ve dahi yargılama sürecinde bir hafıza dökülmesi(!) itiraf
olursa kimler suçlanacaktı acaba?!..
     Bu anlamda nereye kaçarlarsa kaçsınlar iadelerinin isteneceğini sanmıyorum; zira
hafızası kaybolmuş kişiler kimseyi suçlayamaz, töhmet altında da bırakamaz !

 İki Yılda Emekli Olan Milletvekillerine İthaf Olunur
Çoğu zamansadece sayısal çoğunluğu sağlamak için parmağını lüzum üzerine
kaldırıp-indirmeye programlı;
İş için garibim KPSS sınavlarında ter dökerken, birilerinin hatırlı çocuklarına ya da yakınlarına, “Hamili kart sahibi yakınımdır.” tavassutunda bulunan;
     Uzun oturumlarda internetten oyun oynarken görüntülenen;
     Uyumaya değil…” Deyip, mesaisinde uyurken yakalanan;
     Kendisi açken, vekili tok gezen;
     PKK’yla mücadelede şehidine ancak resmi olarak 23 bin lira layık gören; - Toplamda 
60 bin liradan biraz fazla ancak fazlalıklar yardım sandığından, devlet katkısı yok.-
     Uzundere’deki PKKlı kaçakçıya kaçakçılık yaparken öldüğü için 123 bin lira takdir eden;
     Halkın vergilerimden kesilenlerle beslenen kimi milletvekillerinin, ölen PKKlıyı,
“benim kardeşlerim”, “şehidim” diye kutsayan;
     Aslına %3 maaş zammı zor layık görülürken, ülke çıkarları için hiçbir müşterekte birleşemeyenlerin, kendi maaş artışlarına koro halinde onay veren ve
Milletvekillerinin, rahat koltuklarında, yaş ve prim günü kriterine takılmadan 2 yılda emekli hakkı elde ettiği ülkedir ülkem…
     Biliyor musunuz, daha görevine başlayalı 22, 36 gün olan; özetle, devlet memuriyetinde bir yılı tamamlamadan şehit olan garibim için, ailesi ve çocukları için Emekli Sandığından maaş bağlanamıyor; şehit sayılmıyor; hiçbir sosyal hakkı yok…
     Görevi sırasında kullandığı bir araç varsa ve zarar görmüşse zimmet çıkarıp mirasçılarından isteme korkusu da çabası…
     Meclistekiler hatırlar da parmaklarını inşallah hayırlı bir şey için, onların sosyal hakları için de kaldırırlar…



Bu yazı 1307 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI