Özal dönemiydi…

       Saddam’ın zulmünden kaçan Kürtlere sınırlarımızı açıp yıllarca hamilik yaptık; insani yardım sağladık.
       Hatırlayın; Barzani, üstü-başı hırpani bir vaziyette Ankara’ya gelmişti…
       Bir devlet adamı gibi kırmızı halıda karşılandı.
       İkili toplantı öncesi hemen baştan aşağı giydirilip öyle çıkarılmıştı ekranların karşısına…
       Ülkesine mini mali destek alarak gitti.
       Yeri geldi, hiçbir AB ülkesin de ve dahi ABD’de esamesi okunmazken ülkemiz verdiği kırmızı pasaportla sorunsuz yurt dışına çıktı, Türk diplomatlara tanınan hakları kullanarak ikili ilişkilerde bulundu, saygı gördü…
       Bu İktidar zamanında da Ankara’da aynı hürmetle karşılandı kırmızı halıda ve ağırlandı…
       Öyle ki, AKP kongrelerinin davetli müdavimi oldu…
       Yapılanların hatırına, PKK terörünün azıttığı o günlerde İktidar: “Kandili boşalt; PKK’nın elebaşlarını teslim et…” çağrısına, vefasını: “ PKK’nın bir kedisini dahi vermem…” diyerek gösterdi!
       Ve “Irak Kürdistan’ı tamam; Suriye sırada! Sıra Türkiye’ye de gelecek ve Büyük Kürdistan’ı kuracağız...”  diyerek niyetini açık etmesine rağmen ikili ilişkileri sürdürdü İktidar…
       Hele “Çözüm Süreci” sonrasında Diyarbakır’da yapılan toplantıda, RTE ve maaile, “Bin yıldır esiriz kan dökücü Türklerin elinde öz vatanımızda!” türküsü “Megri Magri”yi birlikte ağlayarak söylemişlerdi.
      PYD Kobani’de IŞİD tarafından kuşatılıp kıstırıldığında ve ısrarlı yardım çağrılarına, silahlı Peşmergelerin sınırlarımızdan geçmesine izin vererek karşılık vermiştik.
       Ürettiği petrolü dünyaya, Irak’ın itirazlarına rağmen Ceyhan petrol boru hattı üzerinden ülkemizden pazarlamasına önayak oldu…    
       Malum dünya piyasalarında petrol 50 doların altında. Barzani bölgesindeki Peşmerge ve diğer çalışanlara maaş ve bölgedeki yatırımcılara ödemede nakit sıkıntısına düşünce acil dolar ihtiyacını yine bu İktidar karşıladı.
      Petrolünün en büyük alıcısıyız…
      Erbil dâhil vs. yerlerde müteahhitlik yatırımları zirvede!
      Musul operasyonu öncesi Peşmergeler TSK tarafından eğitiliyor.
      Gel gör ki, ihanetleri kadim ve değişmiyor… PKK kamplarını barındırmaya devam ederken, an itibari ile PKK ve PYD’nin en büyük silâh tedarikçisi olarak desteğini sürdürüyor…
                                                             ***
     PYD’nin başı Salih Müslim…
       Yine Ankara’da iki sefer kırmızı halıda karşılandı…
       Türk televizyonlarına çıkıp mağduriyetlerini anlatmasına fırsat verildi.
       Ülkemizin hassasiyetleri, kırmızı çizgileri anlatıldı…
       Buna rağmen Akdeniz’e doğru bir Kürt koridoru açmak isteyen ABD projesinin bir parçası oldu.
       Fırat’ın batısına geçerek ABD’nin desteği ile Membiç’i aldı.
       Fırat Kalkanı Operasyonu sonrası durmak zorunda kaldı. Fırat’ın doğusunda kalması ısrarımıza tehdit ederek cevap verdi: “ Türkiye Suriye bataklığında çok şey kaybedecek!”
 Ve ekliyor: Kasımpaşa kafası Cerablus’ta tosladı; sonuçları çok kötü olacak ve Membiç’ten asla çekilmeyeceğiz!”      
       Yetmedi Fırat Kalkanı Operasyonunu eleştirerek Türkiye’ye, “İşgalci…” dedi.
       Bir de tehdit var: “Ve Kürt sorunu çözülmeden Ortadoğu huzur bulamayacaktır.” 
       ABD’ye göre İŞID’le ABD’nin kara gücü olarak savaşta… Gel gör ki, söz konusu Türkiye düşmanlık ve PYD’nin çıkarları söz konusu olunca, Fırat Kalkanı Operasyonunun başarısız olması için IŞİD’e koridor açarak ABD’ye ihanet etmekten de geri durmuyorlar.
       Başka ihanetleri de var: PKK’ya uçaksavar, çok namlulu roket sistemi, tanksavar roketlerini ve araçlarla patlatılan tonlarca kimyasalı vermek gibi…
       Ahde vefa lügatlerinde yoktur! Dedim ya genleri müsait, düşmanlıkları kadim; petrol olduğu müddetçe, AB, Ermenistan, İsrail ve ABD’nin kışkırtmaları ile Büyük Kürdistan ütopyasını devam ettirecekler gibi…
                                                                       ***
      Yukarıdakiler yetmedi şimdi bir de Irak Devlet Başkanı Haydar El Abadi çıktı! 
      Yeni düşmanımız! 
      Takıntısı Türkiye’nin Irak sınırları içindeki Başika kampı…
       ABD ülkeni işgal etmiş ve bir buçuk milyon insanını katletmiş, kadınlarına-kızlarına davranışı yürekler acısı; ülken işgal altında!
      Kalkmış ABD ağzı ile sömürge valisi gibi talimatlı konuşuyor: “İşgalci Türk askeri Başika’dan çekilsin…”
      Tehdit ediyor, BM’lere şikâyet edip toplantıya çağırıyor…
      

Ve ekliyor: “Gerekirse müdahale ederiz…” Sanki müdahale edecek bir askeri gücü var…
      Düşman Türkiye değil ki, içinde!
      Kalkmış, yıllardır sınırları içindeki PKK kamplarına yaklaşamamış;
      Ülken ABD’nin müdahalesi sonrası mezhepler tarafında bölünmüş ve kontrol edemiyorsun;
      Daha terörist bir yapı olan IŞİD’le mücadele edecek gücün yok;
      ABD dâhil 65 ülkenin askeri ülkende hâlâ işgalci durumda ve halkına yaptığı zulüm, camilerinize karşı askerlerinin tavrı ortada; çıkmış: “ Türkiye işgalci…” 
      Sanırsınız kamp dün kuruldu; hâlbuki 1994’den itibaren var ve bilgisi ve onayı dâhilinde…  
      Tek o değil, 1997’den itibaren Irak topraklarında kendi verdikleri izin dâhilinde Batufa, Bamarni, Kanimarsi olmak üzere on ayrı yerde daha Bordo Berelilerden oluşan üssümüz var.
      Hatırlarsanız, Barzani ile Talabani güçleri arasındaki olası bir çatışmanın çıkmasını önlemek görevi verilmişti…
      Bu gün ise IŞİD’in daha kuzeye ilerlemesini durduran bu üslerdi…
      Barzani’nin isteği üzerine, IŞİD’e karşı yapılacak Musul Operasyonu öncesi Peşmerge güçlerini operasyona hazırlıyor.
      İtiraz ve niye şimdi?
      Türkiye’nin Musul’la ilgili niyetleri daha M. Kemal döneminden belli…
      Anladığım kadar Irak yönetimi Peşmerge’yi ve Türk askerini Musul’da istemiyor.
      ABD, Musul Operasyonu yaklaştıkça, günlük 2 milyon 700 bin varil petrol rezervi olan Musul’da, Musul’a üç km uzaklıkta olan Başika kampındaki Türk askeri gücünü istemiyor. 
      Türkiye ise operasyona katılmakta ısrarlı; sorun bu…
      Özetle:
   Barzani’nin, ABD’nin, S. Müslim’in, Irak Başkanı Haydar El Abadi’nin ikiyüzlü tavrına tedbirdir Irak’taki Türk askeri varlığı…
      Çekilmek; asla! Zira oluşacak boşluk bölgede uzun vadede PKK, PYD ve IŞİD terörü açısından yeni riskler ve Türkiye’ye karşı yeni tehditler üretmeye müsait…
      Malum içimizde İrlandalılar var! ABD tandanslı kalemleri ile aleyhte algı için ısrarla Suriye ve Irak bataklığından çekilmemizi önereceklerdir yazılarında… Bu anlamda Türkiye’nin Irak’taki üslerinin varlığını ve fonksiyonunu iyi okuma gerekiyor.
      Öte yandan öyle görünüyor ki, Türkiye’de PKK terörüne karşı verilen mücadelede mağara sığınaklar tek tek tespit edilip yok ediliyor. 
      Bu durumda PKK’nın ülkede kış yapılanması pek mümkün görünmüyor! 
      Tek alternatif Irak’taki kamplar ki, onlarında varlığı bu üsler nedeni ile tehlikede olacağından PKK’yı rahat bir kış beklemiyor olacak.
      Ve dahi Musul’a yapılacak operasyon sonrası IŞİD’in kaçış yollarında olmak için var gücümüzle Irak’ta olmaya devam…
      Ha eldesi yüz yıllık rüyamız Musul, ABD’ye rağmen gerçek olacakmış başımızın üstünde! Ama öncesinde rüyaya yatmak gerekir! Kim bilir belki de öyledir…