Efendim,
Kabul ediyorum…Ben geri kafalının birisiyim,
Ya da,
Öyle diyelim,”yaşadığımız dünyanın insanı diyelim.”
Bu sabah gazetelere göz gezdirirken sekiz askerimizin şehit olduğu haberini okudum.
Elbette üzüldüm… İçim yandı. Ayrıntıları öğrenmek için haberi tıkladım. Sayfa açıldığında
önce hemen karşıma “ Kaçırmayın…Deniz manzaralı,sudan ucuz, sizi mutlu ve mesut edecek
dairelerimiz…” Mealinde bir reklam.
Onu geçiyorsunuz,
Bir sürü dünyevi reklamlar. Ne ararsan var. Boy,boy,renkli-renkli.
Baldrı çıplak reklam ve haberleri de dahil.
Asıl haberi ara ki bulasın.
Adamı kandıracaklar ya…
Gazetenin akıllısı diyor ki,
Şimdi bu haberi okumak için bilmem kaç bin kişi sayfayı tıklatır. Ben de bundan
faydalanıp reklam gelirimi artırayım.
Tıpkı,
Cenaze evinde mal satmaya kalkan uyanık,edep bilmez satıcılar misali…
Düşünün bir kere,
Cenaze evinin duvarında bezden şöyle bir reklam,
“ Bizim kefen çok dayanır.”
Veyahut da,
“Bizim manavın elmaları çok tatlıdır. Hem de ömrünüzü uzatır.”
Dedim ya,
“Ben geri kafalıyım…” Diye. Zor da olsa alışacağım. Başka çaresi yok.
Yalnız bir vasiyetim var,
“Benim cenazemde armut reklamı yaptırmayın.”