Hayvan deyip geçme beş saniye bir düşün hayvansız dünyayı ve sonra oku bu yazıyı. Hayvanlara yapılan eziyetler ülkemizde haber olmaya devam ederken , ardı arkası kesilmeyen eziyetler medyada haber olmaya devam ederken “ https://ekolojist.net/luksemburg-hayvan-haklari-yasasini-genisletti/ “adresinde yer alan bir haber dikkate değerdir. Hayvan haklarıyla ilgili yasaya “bütün hayvanlar” ibaresi eklenmiş. hayvanlara zarar veren ve ölümüne yol açan kişilerin 3 yıla kadar hapis cezasına mahkum olacağı veya 200 bin Euro para cezası ödeyebileceğini belirtiyor haber. Lüksemburg her yıl hayvan haklarıyla ilgili olarak uluslar arası konferans düzenlenen bir ülke. Lüksemburg'daki sekizinci uluslararası hayvan hakları konferansı 6 - 9 Eylül 2018'de Lüksemburg, Esch'deki Kulturfabrik'te gerçekleştirilmesi planlanmıştı. Tüm hayvan hakları aktivistlerini ve hayvanları, çevreyi önemseyen ve hem teoride hem de pratikte hayvan hakları hakkında daha fazla şey öğrenmek isteyen herkesi davet eden bir konferans.

Konuyla ilgili internet ortamında gezinirken “ https://bianet.org/biamag/hayvan-haklari/191821-turkiye-de-hayvan-haklari-yok-da-avrupa-da-var-mi “ adresindeki yazı önemli bir tespiti yapıyor. “Refah Toplumunun çözümü Hayvan Refahı” diyor. Hayvanı tutsak ederken daha geniş alan sunmak, hayvanı keserken acısını azaltacak yöntemler uygulamak gibi vicdanı birazcık rahatlatmaya yarayan arayışlara girişmek hayvanların tutsaklığını, ölümünü çözmüyor. Hayvanlar insanlar ihtiyaç duyduğunda tüm varlığıyla insana hizmet etmiştir can katmıştır. Fakat insan artık ihtiyaçlarını sorgulamalı, gözden geçirmeli, hayvana yaptıklarının zorunluluğunu sorgulamalıdır. “bianet.org sitesindeki yazıda Hollanda’da halen faytonların olduğu yazılmış. Günümüzde insanın duygusallığına mı hitap ediyor, nostaljik hisler mi uyandırıyor artık nedense buna talep var fakat bu bir zorunluluk değildir, bir ihtiyaç değildir. Ülkemizde de aynı şekilde gündeme geldi yorgun düşmüş , yere yığılmış faytonlara koşulmuş atların durumu haber yapılmıştı. İnsan sorgulamalı , bunu yapmaya artık değer miydi, hayvana bu eziyet gerekli miydi? Elbette değil. İslam dininde hayvanlara yönelik neler var bakalım. Bu konuda web sitelerinden alıntılar yapacağım. https://www.yeniakit.com.tr/haber/islamda-hayvan-haklari-ve-hayvanlara-eziyetin-cezasi-125882.html adresinde yer alan yazıda şunlar var: “Merhamet edenlere Allah da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet ediniz ki göktekiler de size merhamet etsinler. ” (Ebu Davud,Edeb,66 / Tirmizi, Birr, 16), Peygamberimiz (s.a.v), açlıktan karnı sırtına yapışmış bir deveye rastladı ve, “Şu dilsiz hayvanlar hakkında Allah’tan korkunuz, onlara besili olarak binin ve etlerini de besili olarak yiyin.” buyurdu. ( Ebu Davud, Cihad, 47), Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor:“Kim gereksiz yere bir serçe kuşunu öldürürse, o hayvancağız kıyamet gününde:– Ya Rabbi, falanca beni faydalanmak için değil de keyfi için öldürdü, diye Allah’a şikayet edecektir.” (Nesâi, Dahâyâ, 8)

Web sayfalarında gezintiye devam ederken“http://www.diyanetdergi.com/gundem/item/2496-islam-da-hayvan-haklari-ve-dogal-cevrelerinin-korunmasi”adresindeki yazıya bakalım: Kaplan ve leopar gibi bazı vahşi hayvanların derilerinin (elbise, eyer vs. şeklinde) kullanılmasını yasaklanmış, doğal dengeyi bozan ve eğlence amaçlı, zevk veya spor için yapılan avcılığa izin verilmemiştir. Peygamberimiz, "Kim av peşinde koşarsa gafil olur." buyurmuştur.

15 Ekim 1978'de Paris UNESCO evinde ilan edilen Hayvan Hakları Evrensel Bildirisi’ndeki maddelerde genel olarak hayvanlara eziyet yasaklanmış, özgürce gereken ortamlarda sağlıklı yaşamaları ve çoğalmalarına engel olunmaması amaçlanmıştır. Hayvanların gösterilerde kullanılmaması isteniyor.

Netice olarak insanlar hayvanları hem seviyor hem dövüyor. Onları koruyucu söylemler , yasal düzenlemeler olsa da din de onları korusa da hayvanlar halen daha insanlardan emin olamadı. İnsan hayvanlara karşı emin duramadı. Bakalım bu işin sonu nereye varacak? Şimdi tekrar düşün hayvansız bir dünyayı.