Erzincan’da ki Altın Madenini %80 Kanada, %20 yandaş şirket işletiyor. (Binali Yıldırım da bir şekilde işin içinde fakat ne kadar hisseye sahip olduğu bilinmiyor.)
Kanun kural tanımıyorlar. Maden havuzunu 2 kat büyütmekten 16 milyon USD ceza yiyorlar.
Daha sonra görünmez birkaç el devreye girip usulsüzce havuzu büyütüp kapasiteyi artırmalarına izin veriyor.
ÇED raporu ve bütün kısıtlama kaldırılıp, üstüne üstlük 2 küsur milyarlık vergi borçları siliniyor.
Yani devlete ve millete katkısı sıfırlanmış, tamamen Kanada firmasına ve ortağı Çalık grubuna peşkeş çekilmiş bir maden alanı.
Defalarca duyarlı bir vatandaş tarafından davalar açılıyor, haklı gerekçeler öne sürülüyor olmasına rağmen, yine bu vatandaşın sosyal medya mecralarında yalvarıp yakarmalarına ve bütün dikkatleri buraya çekmesine rağmen bir adım atılmıyor.
Herkes kör, herkes sağır oluyor ve hiç kimse gereğini yapmıyor.
Hatta SİYANÜR ün üstü açık havuzlarda bırakılıp rüzgâr yolu ile havaya karışması, ayrıca daha beterini yapıp hortumlarla gökyüzüne püskürtülmesi nedeniyle oksijeni kirletmesine göz yumuluyor.
Hoyratça hırpalanan ve kirletilen çevre ile birlikte maden alanında ki bu çöküşe sebep olunuyor.
Onlarca insanımız bu göçüğün altında kalıyor ve ölüyor maalesef.
Şimdi burada suçlu kim? Devlet mi? Millet mi?
Davayı kapatan SAVCILAR mı? Yoksa o görünmeyen ve dokunulamayan gizli el mi?
Nerede Adalet, nerede doğaya saygı, nerede insan canına kıymet.
Başka söze gerek yok, Buğz ediyor ve beddua ediyorum.
Allah hepinizin belasını versin...