Ülkemizde son günlerde yaşanan ve buram buram entrika ve provokasyon kokan cinayetlerden sonra, neler oluyor diyesi geliyor insanın. Öyle bir hale geldik ki, millet olarak paranoyanın eşiğindeyiz maalesef. Akıl sağlığımız bozuldu resmen. Yaşadığımız olaylar o kadar mantıksız ve o kadar akıl dışı ki, maalesef birileri yine kirli emellerini ve Bizans oyunlarını insanımızın ve ülkemizin üzerinden kurgulamaya başladılar.

    300 kişilik bir gurup barış adına bir yola çıktıklarını ve Kobani’de ki çocuklara oyuncak götürdüklerini, savaşın artık son bulmasını deklare etmek üzere toplandıkları sırada, ne idüğü belirsiz bir canlı bombacının patlattığı parça tesirli bomba sebebiyle 32 insanımız katlediliyor. Gencecik insanlar, bomba içine yerleştirilmiş çelik bilyelerle güçlendirilerek daha fazla can alması için dizayn edilmiş bomba ile ölüme gönderiliyorlar. Bir sürü yaralı hastanelerde can çekişiyor ve hayata tutunma savaşı veriyor.

    Sosyal medya da ve paylaşım sitelerinde binlerce paylaşımlar yapılmakta bu olay ile ilgili. Her ağızdan ve her kafadan ayrı ayrı entrika senaryoları paylaşılıyor. Bazı kesimler insan olmanın gereği serzeniş ve isyanlarını paylaşırken, bazı kişiler de değişik tezler ortaya atarak kafa bulandırmaya ve akıl oyunları ile kafalarımızı karıştırmaya devam ediyorlar. 32 insanımız can vermişken, birilerinin buna sevinmesi ve ölenlerde terörist gibi yaklaşımlar içine girmelerini esefle kınıyorum. Kendilerine Sosyalist Gençlik Platformu diyen elinde silahı olmayan ve o an amaçlarının barışa katkı sağlamak olduğunu açıklarken katledilen insanlara böyle bir yakıştırma elbette bize yakışmaz.

    Bu yaklaşımım ile ne kadar samimi olsam da yine aynı sosyal medya da yapılan bazı paylaşımlar da kafamı bulandırmıyor değil. Ölen gençlerimizin cenazelerini karşılayan bir gurubun, İstanbul Gazi mahallesinde ellerinde silahlar ve yüzlerinde maskeler ile verdikleri görüntüler acaba mı sorusunu da aklıma getirmedi desem yalan olur. Kim bu maskeli ve silahlı adamlar. Devlet neredeydi o fotoğraf karesi çekilirken, polis müdürleri ne yapıyorlardı acaba, merak ediyorum. Ya siyasiler bu entrikaların neresinde duruyorlar, Hükümet nerede? Bu başıbozuk guruplar kimden alıyorlar bu cesareti.

    Gittikçe kutuplaştırıyorlar bir şekilde bizleri. HDP bu olayın neresinde? CHP hangi yerinde? Ak Parti ne tarafında diye düşünmeye zorlanıyoruz. Bu ölümler en çok HDP nin işine yaradı. Kaostan beslenen ve sırtını teröristlere dayarken, Türk Milletine şirin gösterilmeye çalışılan, bırakın siyaset yapsınlar diyerek pışpışlanan bu çete masummudur? Peki ya CHPye ne demeli, bakıyorsun CHP milletvekilleri Apo posterleri ve PKK bayrakları altında poz vermekten çekinmiyorlar. Ak parti de birkaç cılız ve amaçsız açıklama ile yetinerek, neler olduğunu anlamaya çalışıyor. Anlayacaklar mı diye soracak olursanız, pek umudum yok ama bekleyip göreceğiz.

    Necip Fazıl demişti ki, “Bizim Muhalefet Hükümeti Düşürmek İçin Gerekirse Ülkeyi Düşürmekten Çekinmez”. CHP bu sözün neresindedir diye düşünmeden edemiyor insan. Milletvekilleri Mahmut Tanal Apo posterleri altında tesadüfen mi poz veriyordu. Ve daha nice Milletvekilleri, Atatürk’ün kurduğu partinin ekmeğini yerken, Solculuk adına terör gurupları ile kol kola gezerken ve onlarla aynı safta dururken ne yapmaya çalışıyorlardı diyesi geliyor insanın.
    MHP ye bakıyorum, tam bir etkisiz eleman, şimdilik etliye sütlüye karışmadan, olayların nereye gittiğini anlamaya çalışıyorlar. İnşallah çok düşünmeye ve çok beklemeye gerek kalmadan olayları aklıselim ile iyice tahlil ederler. Güzel olan tarafı ise Ülkücü gençlik, ne kadar sabrı zorlansa da, ne kadar ayak oyunlarına maruz kalsa da dirayetinden ve duruşundan vazgeçmeyerek bu kirli oyunun dışında kalmaya devam ediyor. Bu ülkeyi çok zor günler bekliyor, bunu ayan beyan görebiliyoruz. Bu kadar hainin bu kadar şeytanın barındığı ülkemizde inşallah bir gün huzuru buluruz. 
Sevgi ve Saygılarımla.