AKP ve MHP de bir tatlı telaş var ki sormayın gitsin. Gün geçmiyor ki burdan bir gurup oraya, oradan da bir gurup buraya nezaket ziyaretinde bulunmasın.
Bir şirinlik, bir zarafet ki sormayın gitsin. Bir bakıyorsun, Akp ilçe yönetimi MHP ilçe başkanlığında, bir bakıyorsun MHP ekibi Seçim koordinasyon merkezinde.
Bu kadar sarmaş dolaş hallerini görünce, ayrı partilerde olmalarını kabul etmek zor geliyor. Sevenlerin kavuşması kadar güzel ne olabilir ki.
Boşu boşuna başka başka binalara kira ödüyorlar. Kardeşim gelin bir araya, masrafları yarı yarıya indirin. En azından memleketin bir yarasına merhem olun.
Hatta bir katkı da ben yapayım, MAP (Milliyetçi Ak Parti) ya da AHP (Adaletçi Hareket Partisi) koyun yeni partinin adını. Nasıl olsa her şeyi birlikte yapıyorsunuz.
Andımız ile ilgili önergeye, EYT ile ilgili önergeye, Fetö ile ilgili önergeye, terör ile ilgili önergeye ve daha bir çok konunun aydınlığa çıkmaması için işinize gelmeyen önergelere ret veriyorsunuz.
Aslında bu birlikteliğin hangi korkunun eseri olduğunu herkes biliyor da, kimse dile getiremiyor. Beka beka diyerek hedef saptırıyorlar.
Üstelik bu birliktelik sayesinde koltuklarını bir kaç yıldır koruyorlar. Yoksa bu güne kadar tarihin tozlu sayfalarında yerlerini almış olacaklardı.
Bu iki partinin birlikteliği sadece kendilerine zevk veriyor. Millet mahvolmuş, tükenmiş kimin umurunda. Beka dedikleri de bu saltanatın bitmemesi.
Hatırlıyorum da, liderlerin birbirlerine ettiği hakaret sırata köprü olurdu. Birbirlerinin boğazına yapışmadığı kalmıştı. Bu milletin argo ve küfür dağarcığına önemli katkılar sağlamışlardır.
Bu devran böyle sürer mi derseniz, asla sürmez. Her zalim ölmeye, her zulüm bitmeye mecburdur. Eninde sonunda yaka paça inecekler ve yargılanacaklardır.