15 Temmuz kalkışmasından sonra ülkede oluşan antidemokratik uygulamaların neticesidir Adalet Yürüyüşü.

Kanun Hükmünde Kararnameler neticesinde, keyfi uygulamalar ile susturulan ve baskılanan halk elbette neler oluyor demeliydi.

Keyfi Akademisyen atamaları, görevden haksızca alınan Profösörler ve Doçentler. Yine görevden el çektirilen haklı haksız binlerce mağdur insan.

Ne ile suçlandığını bilmeyen bir sürü suçsuz asker ve erbaşlar. Fetö kılıfına sokulmaya çalışılan bir çok Atatürkçü asker ve polis rütbelileri.

Haber yaptığı için tutuklanan gazeteciler. Kitap yazdığı için hapis yatan yazarlar. Daha bir sürü haksız yatan insanlar.

Şehit kardeşinin tabutu başında açılımı eleştirdi diye görevinden uzaklaştırılan ve mahkeme kararıyla geri dönmesine rağmen khk ile tekrar fetö ile suçlanan Yarbay Mehmet Alkan gibiler.

Çıkarılan genelgeler ile adalete yön verilmek istenmesi. Sabah hakimlerin verdiği beğenilmeyerek akşama değiştirilmesi ve karsrı veren hakimlerin fetöcü ilan edilmesi gibi baskılar.

Tek suçu Cumhurbaşkanını eleştirmek olan bir türkücünün, salıverilmesine rağmen, sırf birileri istedi diye tekrar tutuklanıp, fetö ile ilişkilendirilip müebbet ile yargılanmaya başlanması.

Binlerce öğretmen, memur, esnaf ve işçinin bir şekilde fetö ile ilişkilendirilip görevden atılması ve hapse koyulması.

Daha sayamayacağımız binlerce haksızlık ve adaletsizlik varken, bütün bunları görmeyipte bugün yürüyenleri terörle ilişkikendirmek dikta değilde nedir ki.

Yıllarca fetö ile kolkola gezenlerin, fetöyü eleştirenleri ve tehlikeli diye uyaranları bugün fetöcülükle suçlayarak hapse atması nedir ve ne anlama gelmektedir.

Hiç bir fevri davranışa fırsat vermeyen ve tamamen demokratik bir şekilde yapılan bu yürüyüş eğer ki birilerini rahatsız ediyorsa, rahatsız olanların durup bir empati yapmaları elzemdir.

Aksi takdirde birbirimizi anlamamız ve birlik olmamızın imkanı kalmayabilir. Bu yüzden herkes aklını devreye sokmalıdır.
Yürüyüşten korkmak yerine sebepleri araştırmak gerekmezmi.

Hükümete düşen bir an önce bu keyfi uygulamalardan vazgeçmeli ve herkese hakkını iade etmelidir. 

Elbetteki suçlu olan varsa cezasını çekmelidir. Hiç kimse bu yürüyüşle suçu savunmuyor ve savunamaz. O yüzden inşallah bir an önce aklıselim hakim olur da bu ülke sıkıntı yaşamaz.

Bendeniz Arslan Güdek olarak, böyle bir yürüyüşü destekliyorum ve sağlığım elverse seve seve katılacağımı ve böyle bir mücadelenin içinde ve safında olmaktan onur duyacağımı belirtmek isterim. 

Sevgi ve saygılarımla...