Reklam
Bugun...
Reklam
Advert


İsa Maral: İktidarın Baskısı Ulusal Basını Engelliyor
Ünye Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanı İsa Maral, yaptığı basın açıklamasında, “Ne yazık ki, partimizin görüşlerine iktidarın baskısı nedeniyle gerek görsel, gerekse ulusal yazılı basın tarafından yeterince yer verilmemektedir.” diyerek, iktidarın basın üzerindeki baskısına dikkat çekti.

İsa Maral: İktidarın Baskısı Ulusal Basını Engelliyor

İsa Maral açıklamasında, yerel basının bu anlamda çok önemli olduğunu söyleyerek,  Türkiye gündemine dair gelişmelere de değindi.

İsa Maral’ın gündeme dair konu başlıkları şöyle:

 

TÜRKİYE’NİN GERÇEKLERİNİ YÜZ YÜZE HALKIMIZA ULAŞTIRMA GAYRETİ İÇİNDEYİZ

 

“Öte yandan muhalif görüşler; OHAL nedeniyle basın açıklaması, panel, toplantı ve gösteri yürüyüşleri

kısıtlandığından halkımıza ulaşmakta yetersiz kalmaktadır.

Bu nedenle görüşlerimizi ve Türkiye’nin gerçeklerini yüz yüze halkımıza ulaştırma gayreti içindeyiz,

Türkiye’nin yoğun gündemi içinde önemli gördüklerimiz konusunda sizler aracılığıyla halkımıza bazı

gerçekleri sunmak istiyoruz.

 

AFRİN HAREKÂTI

Her ülkenin kendi toprak bütünlüğünü koruma ve sınır güvenliğini sağlama sorumluluğu vardır. Bu nedenle Afrin harekâtının haklılığı konusunda partimizin hiçbir tereddüdü yoktur ve partimizin her

kademesinden, Genel Başkanından üyesine kadar destek açıklamaları yapılmıştır.

Bu destek şimdiye kadar yapılan yanlışları ve bundan sonra da yapılacak olası yanlışlıklar konusunda

da görüşlerimizi sunmayacağımız anlamına gelmez.

Sürekli hata yaptığını söyleyen ve Türkiye’ye sürekli bedel ödeten bir iktidarla karşı karşıyayız.

Irak ve Suriye politikalarında iktidarın yaptığı yanlışlıklar ve Türkiye’nin çıkarları partimiz tarafından

sürekli dile getirildi.

ABD’nin peşine takılıp Suriye merkezi yönetimini zayıflatmak kuzey Suriye’ye PKK/PYD’nin yerleşmesine neden olmuştur. Aynı şekilde Irak merkezi hükümetine tavır alıp ucuz petrol sevdasıyla Kuzey Irak Kürt bölgesiyle merkezi hükümetin muhalefetine rağmen yapılan anlaşmalar Türkiye’nin sınırlarına ayrılıkçı örgütlerin yerleşmesine neden olmuştur.

 

2015 Genel seçim mitinglerinde dönemin Başbakanı tarafından Kobani ye selamlar gönderilmiştir,

Cumhuriyet Halk Partisinin Türkiye’nin çıkarının emperyal güçlerle değil, Suriye merkezi yönetimiyle

işbirliğinden geçtiğini defalarca söylemesine rağmen itibar edilmemiş, dışişleri bakanlığımızın çok

değerli diplomatları göz ardı edilerek politikalar oluşturulmuş ve bedelini Afrin’de şehit düşen

çocuklarımızın ödediği ve iktidarın bundan oy devşirmeye çalıştığı bir Türkiye tablosu oluşmuştur.

 

Türkiye bu açmazdan kahraman silahlı kuvvetlerimizin üstün başarısı ve Atatürk’ün Türkiye’nin

kuruluşunda çizdiği “yurtta sulh cihanda sulh” politikası ile aşacaktır.  İnşallah bir daha aldatıldık pozisyonuna gelmeyiz.

 

ÇİFTÇİYE UCUZ MAZOT DESTEĞİ

 

Her konuda olduğu gibi ekonomi politikalarında da CHP’nin önerileri önce reddediliyor, senelerce

uygulanmıyor ve çıkmaz derinleşip yönetilemez duruma gelince çıkış yolu olarak CHP politikalarına

bel bağlanıyor.

2015 Genel seçimlerinden beri bunun sayısız örneği ile karşılaşıyoruz. Asgari ücret artışına önce ‘kaynak nerde?’ diye karşı çıkıldı, sonra zorunluluk ve seçim kaygısı ile yetersiz de olsa artırıldı.

 

Taşerona kadroya önce “çalışıyorlar ya ne kadrosu” denilerek Cumhurbaşkanı düzeyinde karşı çıkıldı,

daha sonra yetersiz de olsa kötü bir şekilde uygulanmaya çalışıldı.

Aynı şekilde 2015 Cumhuriyet Halk Partisinin seçim beyannamesinde yer alan çiftçiye indirimli 1,5 TL

ye mazot verilmesi vaadi, aradan geçen 3 yıllık sürenin sonunda dikkate alındı ve mazot bedelinin

yarısı olarak ve “kıyak” adı altında müjdelendi.

Bütün bu uygulamalar Cumhuriyet Halk Partisinin vaatlerinin Türkiye’nin ihtiyaçları ile ne denli

örtüştüğünü ve iktidar için ne kadar hazırlıklı olduğunu da ortaya koymaktadır.

 

ÜNYE YATIRIM FUKARASI

Son dönemde iktidar yetkilileri tarafından Ünye sürekli parlatılmakta fakat gerçek anlamda hiçbir şey

Yapılmamaktadır.

Bu anlamda her seçim dönemi parlatılan Ünye-Akkuş- Niksar yolu seçim dönemlerinin dışında

Unutulmaktadır.

Ayrıca yapılacağı söylenilen konteynır limanı, orta Anadolu otoyol projesi ve organize sanayi bölgesi

de sadece sözde kalmakta, seçim vaadi olarak gündemi işgal etmektedir.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak gerek üretim ve gerekse istihdam arttırıcı bu projelerin sözde

kalmaması ve biran evvel kaynak aktarılarak yapılması, üretime ve istihdama pek de katkısı olmayan

beton ekonomisinin önüne geçmesini istiyoruz,

 

ÖZELLEŞTİRME DEĞİL, TÜRKİYE’NİN FELAKETİDİR

 

1980’ler de başlayıp günümüze kadar devam eden ve son yıllarda hiçbir kural ve kaideye dayanmadan yapılan özelleştirmeler halkımızın belini bükmektedir.

 

Yeni bir peşkeş ve uluslararası tekelci sermayeye yeni alanlar açma çabası olarak gördüğümüz “şeker

fabrikalarının satışına her duyarlı vatandaş olarak karşı çıkmak durumundayız.

Bu sadece bir özelleştirme değil, Türkiye’nin felaketidir.

Türkiye’nin kurumları ve namuslu STK’ları (ziraat odaları, Ziraat mühendisleri odası, eskiden tarımla

ilgili kuruluşların bürokratları) şeker fabrikalarının özelleşmesine ve Türkiye ye mısır şurubundan ve

şeker kamışından üretilen şeker girişine karşı çıktılar.

Şeker fabrikaları, şeker pancarı üretimi yapan Türk çiftçisi, hayvancılık ve halk sağlığı bakımından çok

önemli kuruluşlardır.

Bugün et fiyatlarından yakınıyorsak ve yemi dışarıdan ithal ediyorsak, bunun altında büyük oranda

şeker kotası ve yem fabrikalarının özelleştirilip yerine AVM yapılması da yatmaktadır.

Şeker fabrikaları neredeyse Cumhuriyetle yaşıt ve teknolojisini kendi tamamen yerli üretebilen ve

atölyelerinde diğer fabrikaların motor, elektronik donamım, mekanik aksamlarını da üretebilen

yegane fabrikalardır.

Türkiye şeker şirketi yurtdışında anahtar teslimi fabrika yapacak bilgi ve teknolojiye sahiptir. Nitekim

Azerbaycan’da Özbekistan’da anahtar teslimi fabrika yapmıştır.

Ayrıca Otomobil, Çimento, Afşin Elbistan termik santrali ve birçok devasa tesisin gerek mekani

donanımları, gerek motor ve gerekse elektronik donanımları şeker şirketi tarafından yapılmış ve

ülkemize önemli ölçüde dış ticaret avantajı sağlamıştır,

Bu satışa ve Türkiye’nin tarım, hayvancılık, sağlık teknoloji olarak uğrayacağı çöküşe her platformda

karşı çıkacağız.

 

AKP-MHP İTTİFAKI VE SEÇİM YASASI DEĞİŞİKLİĞİ

 

1980 yıllarından itibaren ülkemizde tek parti iktidarı gelişmenin ve kalkınmanın itici gücü buna karşılık

koalisyonlar kalkınmayı engelleyen, otorite boşluğu yaratan ve işleri yavaşlatan hükümet modelleri

olarak gösterildi . İktidar da bunu her seçimde koalisyon gelir propagandası ile seçmeni manipüle etmekte kullandı.

Koalisyon iyidir/kötüdür tartışması bir yana, yine iktidarın söylediği ve uygulamaya çalıştığı arasındaki

tutarsızlığa bir defa daha tanık oluyoruz.

Kamuoyunda yaptıklarıyla söyledikleri arasındaki tutarsızlıktan kaynaklı itibarı sürekli azalan AKP ile

barajı geçemeyeceği kesinlikle anlaşılan MHP’nin Türkiye ihtiyaçlarıyla hiç de örtüşmeyen ve yasaları

zorlayarak ayakta kalma kaygısıyla oluşturduğu ittifakla karşı karşıyayız.

Bu sadece bir ittifak önerisi değil, Türkiye’de bundan sonra seçimde yapılacak hilelere yasal zemin

hazırlayacak bir uygulamaya çanak tutmaktadır,

Güvenlik güçlerinin sandık mahalline kadar izinsiz girecek olması, 1 Kasım öncesi Doğu ve Güneydoğu

bölgelerinde yapılan baskıları ve 16 Nisan Referandumunda yapılan hileler doğrultusundaki

uygulamaları yasallaştırma amacı gütmektedir.

Siyasi partilerin kura ile belirleyeceği sandık başkanlığı uygulamasından uzaklaşılması devlet baskısını

İster/istemez gündeme getirmektedir.




Kaynak: İsa Maral: İktidarın Baskısı Ulusal Basını Engelliyor

Editör: ünye vizyon gazetesi

Bu haber 1236 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANAN HABERLER
YUKARI